Gastronomi, yalnızca yemek pişirme sanatı değil; toplumların kimliğini, kültürel alışkanlıklarını ve sosyal yaşam biçimlerini yansıtan bir bütündür. Efes’te gastronomi, Akdeniz’in zeytin–üzüm–incir üçlüsünden, deniz ürünleriyle dolu sofralara uzanan çeşitlilikte hem gündelik hayatın hem de şölenlerin merkezinde yer almıştır. Böylece yemek, yalnızca beslenme değil; ticaret, statü ve kültürel etkileşimin de bir göstergesi olmuştur.
Tahıllar ve Baklagiller
Efes mutfağında buğday, ekmek ve hamur işlerinin temelini oluştururken; arpa daha düşük statü göstergesi olarak daha az tercih edilirdi. Mercimek, nohut, bakla ve bezelye ise sofraların vazgeçilmez bakliyatlarıydı. Bu ürünler hem günlük tüketimde hem de hayvan yemi olarak önemli rol oynadı.
Meyveler ve Ağaçlar
İncir, üzüm ve zeytin, Akdeniz’in klasik üçlüsü olarak Efeslilerin yaşamına yön verdi. Bunların yanında nar, şeftali, kavun, böğürtlen, kestane, ceviz ve badem gibi meyveler de tüketiliyordu. Keçiboynuzu ve dağ çileği gibi yabani ağaçların yanı sıra, ithal edilmiş ıhlamur ağacı da ticaretin izlerini taşıyordu.
Deniz Ürünleri
Efeslilerin diyetinde balık ve kabuklular büyük bir yer tutuyordu. Kefal, çipura, uskumru, ton balığı ve hatta uzak diyarlardan gelen yayın balığı çeşitliliği gösterir. Midye, istiridye, karides, yengeç ve deniz kestanesi sofraları zenginleştirirken, tuzlu balık konserveleri “salsamentum” adıyla tabernalarda satılıyordu.
Et ve Kümes Hayvanları
Domuz, sığır ve küçükbaş hayvanlar (koyun ve keçi) başlıca et kaynaklarıydı. Özellikle genç domuz tüketimi sosyal prestij göstergesiydi. Tavuk en yaygın kümes hayvanıydı; kaz, ördek, bıldırcın ve güvercin de tüketilirdi. Yumurtalar da günlük yaşamın önemli bir gıda unsuruydu.
Bitkiler ve Baharatlar
Efes’te bulunan arkeobotanik kalıntılar, baklagillerin yoğun kullanımını, odun ve hayvan gübresinin yakıt olarak tercih edildiğini gösteriyor. Çemen otu ve keşiş biberi gibi baharatlar ise Domitian Meydanı’nda ticaret ve mutfağın birleştiği noktaları işaret ediyor.
Zeytin, İncir ve Üzüm – Akdeniz’in Üçlüsü
Zeytin yağı hem mutfakta hem aydınlatmada, incir taze veya kuru olarak, üzüm ise şarap yapımında kullanıldı. Bu üçlü, sadece beslenmenin değil; ticaretin, tarımın ve kültürel kimliğin de temelini oluşturdu.
Sosyal ve Kültürel Yansımalar
Efes’in beslenme kültürü, yerel tarım ve hayvancılıkla sınırlı kalmadı; uzun mesafeli ticaretle egzotik türler de sofralara girdi. Zengin çeşitlilik, hem günlük yaşamın hem de şölenlerin toplumsal statü ve kültürel alışkanlıklarla iç içe geçtiğini gösteriyor.